88 sayfa. 12.5x18 cm
Belki de çalışmalarımın ilk kıvılcımı 1992'deki Erzincan Depremi'ni bizzat yaşamış olmamdı. Bu depremde aile efradımdan bir zayiat vermedimse de memleketim olan Erzincan’ın yerle bir olduğuna şahit olmuştum. Yıkık binaların arasında gezerken içimden "deprem büyüktü fakat yıkım bu kadar olmamalıydı! 'diye geçirdim. Çok geçmeden de yıkılan yapıların, 1940'ta çıkarılan fakat hiçbir zaman uygulanmayan deprem yönetmeliğine aykırı inşa edildiğini öğrendim. Halbuki "1939 Erzincan Depremi gibi binlerce cana mâl olan bir felâketin ardından devlet yeni yapıları nasıl denetlememişti? Kısa süreli bir zihnî fırtınanın ardından kendimi 1939 Erzincan Depremi'ni araştırırken buldum ve aslın cevabımı da almış oldum.
Erzincan depremi şiddet, yıkım ve ölüm oranı bakımında fevkalâde büyük ve korkunç sonuçlar doğurmuştu. Fakat e daha da korkuncu deprem sonrası hayatta kalan insanların yıllar boyunca çekecekleri çile ve hükümet yetkililerinin burayı ve halkını sahipsiz bırakması olmuştu.....
Rıdvan Yağcı
Kitaplar, zamanın büyük denizinde dikilmiş DENİZ FENERLERİDİR.
''Birine altı çizili kitaplarınızı vermek, Yaralarınızı emanet etmektir bir bakıma....'' Nazan Bekiroğlu
Satıcı Yorumları
- Kullanıcı:
- E.C.
- Tarih:
- 7 Kasım 2025 16:32