368 sayfa. 13x21 cm
Dünyayı algılamamızda, sınırlarını keşfetmemizde ve dünyaya ilişkin hayallerimizde dilin etkisi nedir? İnanarak veya “yalan” olduklarını bilerek anlattığımız hikâyeler kendimizi ve başkalarını anlamamızda, düşüncelerimizi biçimlendirmekte ne derece etkili?
Gizemcilere inanacak olursak insan, dünyayla iletişim içindedir; onunla aynı dili konuşur. Doğa onunla yıldızları, bitkileri ve hayvanları, ırmakları, dağları taşları, mevsimleri, geceleri ve gündüzleri aracılığıyla konuşur. Dilsel bir metin olarak beliren doğa, insan için saydamdır; dahası gizemci, doğanın kendisine baktığını ve kendisini anladığını sanır.
İnsanın kendi anlattığı hikâyenin büyüsüne kapılmasını, yani kendisi ve çevresi hakkındaki yanılgısını daha doğru bir ifadeyle hüsnü kuruntusunu; insanın dünyanın, olmasını istediği gibi olduğunu sanmasını; doğadaki “gizli metin”, “örtük söylem” veya “kozmik ima” mitini ele alan bu çalışma, “yalan dünya”dan ve bu “yalanın” bir “tabiat okur-yazarlığı”na dayalı uygarlığımızın
sözcükler bizi yansıtır
sevgimizi, sevincimizi, .... öfkemizi, yenilgimizi...
sözcükler, sonsuz zamanda ve sonsuz uzamda kaybolur...
........
pek çok seçenek içinden olabildiğince nitelikli, doyurucu olduğunu düşündüğümüz yazıları okurla paylaşmak için seçici bir bakış açımız var.
.....
eleştiri ve önerileriniz bize onur verir
.......
Ben buradayım sevgili okur, sen neredesin? (Oğuz Atay)
Satıcı Yorumları
- Kullanıcı:
- B.Y.
- Tarih:
- 10 Ekim 2025 17:58