446 sayfa. 13x19 cm
Çöküntü̈ devrinde iki çeşit insan tipi ortaya çıkıyor: Namussuzlarla namuslular... Hele, önce ‘vatandaş’ sonra ‘insan’ olunması gereken dehşetli sıralarda felaketle alçaklığın boğuşması kadar korkunç muharebe yok. Muharebede düşman karşıdadır, üniformalıdır. Az da olsa, çok da olsa bir zaman sonra önemi kalmaz. Kaçarsın, kovalarsın... Anında ölenler, yaralananlar olur. Ama hep ileriye bakmanın bir rahatlığı vardır. Oysa esir bir şehirde, dost kim, düşman kim bilinmez!”
Bir mücadele nerede başlar? Hürriyet duygusu ne zaman kan ve kemik kadar kati bir gerçek halini alır? Kemal Tahir, esir düşmüş payitahtın insanlarını işte bu çetrefil ve kaçınılmaz sorunun karşısındaki tutumlarına göre tasnif ediyor, tanımlıyor. Kaosun hüküm sürdüğü̈ mütareke İstanbulu’na yönelttiği keskin bakışlarıyla şehrin sokaklarını tararken ne berduşları, aylakları, işbirlikçileri ne vatanseverleri ve kendisinden kahramanlık umulmayan kahramanları gözden kaçırıyor. Gönülden köleler ve aldırmazlar aras
sözcükler bizi yansıtır
sevgimizi, sevincimizi, .... öfkemizi, yenilgimizi...
sözcükler, sonsuz zamanda ve sonsuz uzamda kaybolur...
........
pek çok seçenek içinden olabildiğince nitelikli, doyurucu olduğunu düşündüğümüz yazıları okurla paylaşmak için seçici bir bakış açımız var.
.....
eleştiri ve önerileriniz bize onur verir
.......
Ben buradayım sevgili okur, sen neredesin? (Oğuz Atay)
Satıcı Yorumları
- Kullanıcı:
- B.Y.
- Tarih:
- 10 Ekim 2025 17:58