257 sayfa. 14x21 cm
Basit bir önkabulden yola çıkıyorum: Bir şehri görebilmek için başka bir şehre ihtiyaç var. İnsan bir şehre yaşamak üzere gittiyse, o şehrin gündelik hayat pratiğini öğrenmek zorunda. Şehre dikkatle, merakla, ısrarla bakmak demek bu. Ve insan yabancı bir şehre dikkatle bakarken, karşısında bir diğer şehrin silueti belirir daima. Kişinin kendi şehridir bu. Bazen içinde doğduğu, büyüdüğü, bazen bir süre yaşadığı, güçlü duygular beslediği, bir imge olarak zihninde yer etmiş, bir çeşit aidiyet hissiyle bağlı olduğu şehir. İnsan “kendi” şehrini sanki ilk kez şimdi gerçekten anlamaya başlıyormuş hissine kapılır. Aşina ve yakın olan, mesafe alındığında ve farklı olanın merceğinden bakınca yeni bir anlam kazanır.
Bu kitap, Hong Kong ile İstanbul’un geçtiğimiz otuz yıldaki küresel süreçlere eklemlenme çabalarını yan yana koyma denemesi belki. Ağırlık Hong Kong’a veriliyor; bir anlamda okurun İstanbul’a son otuz yılda benzer küreselleşme süreçlerinden geçmiş Asya’nın diğer ucundaki bir liman
sözcükler bizi yansıtır
sevgimizi, sevincimizi, .... öfkemizi, yenilgimizi...
sözcükler, sonsuz zamanda ve sonsuz uzamda kaybolur...
........
pek çok seçenek içinden olabildiğince nitelikli, doyurucu olduğunu düşündüğümüz yazıları okurla paylaşmak için seçici bir bakış açımız var.
.....
eleştiri ve önerileriniz bize onur verir
.......
Ben buradayım sevgili okur, sen neredesin? (Oğuz Atay)
Satıcı Yorumları
- Kullanıcı:
- B.Y.
- Tarih:
- 10 Ekim 2025 17:58