152 sayfa. 14x21 cm
"Genç kuşaklar Güney Kore'yi canlı bir sosyokültu rel hayatın hükum sürdüğü, sanayileşmiş, zengin modern bir ülke olarak tanıdılar. Oysa Güney Kore denince benim kuşağımdakilerin aklına, milyontarca cana mat olmuş korkunç bir iç savaşın yaralarını sarmaya çalışları, olağanüstü derecede yoksul ve geleneksel bir ülke gelirdiAradan yıllar geçti. Ekonomik kalkınma kuramlarına ve tartışmalarına düşkün bir iktisatçı olarak öğrendim ki 1960 yılların başında Güney Kore'de kişi başına düşen gelir ve ortalama eğitim süresi Türkiye'nin yarısı kadarken, otuz yıl sonra kişi başına düşen geliri bizimkinin üç katına, ortalama eğitim süresi de bir buçuk katına çıkmış bir ülke vardı artık karşımızda. O gün bugündür de şunu tartışıyoruz Otuz beş yıllık acımasız Japon sömürgeciliğine maruz kalmış, iç savaşta yakılıp yıkılmış, ardından kırk yıl diktatörlükle yönetilmiş, üstelik geleneklerine de son derece bağlı bir toplum nasıl oldu da böylesi mucizevi bir kalkınma ve modernleşme hamlesini başarabildi?...
Kitap insanı geliştiren ve iyi hissettiren en güzel arkadaştır.